Uzun Yıllar Tedavisi İyi Gitmiş Bir Hasta İlaçları Bırakırsa Ne Olur?*
Uzun Yıllar Tedavisi İyi Gitmiş Bir Hasta İlaçları Bırakırsa Ne Olur?*

Bu yazıda Prof. Dr. Haluk Savaş uzun yıllar tedavisi olumlu sonuçlarla devam eden bipolar bozukluk hastasıyla görüşmektedir. Hasta ilaçlarını kullanmayı bırakınca kaşıntı, uyku düzeninin bozulması ve nefes daralması gibi bir çok belirtiyle yeniden karşılaşmıştır. Bu yazıda kullanılan isimler gerçek kimlik bilgilerini saklamak amacıyla tamamen değiştirilmiştir. 





Psikiyatrist: Gülcan Hanım daha öncede söylediğim gibi biz hastaların kendilerinin uygun görmesi halinde görüşmeleri kaydedip web sitemizde yazılı olarak yayınlıyoruz isimleri de değiştirerek. Belki görüşmeler çok kritikse, önemliyse ileride kitap falan yayınlayacağımız zaman onun içerisinde de bu görüşmelere yer verebiliriz uygun görürseniz. Şimdi bu ses kaydının alınması ve gerektiğinde isim değiştirerek web sitemizde yayınlanması veya dar gruplarda psikiyatristlerin, psikologların ve hemşirelerin eğitimi için kimliğiniz belli olmadan birkaç cümlelik ses kaydı olarak yayınlanması konusunda onay veriyor musunuz?

Hasta: Evet.

Psikiyatrist: Çok teşekkür ediyorum. Şimdi ben kısaca özetleyeyim sizin hastalık öykünüzü uygun görürseniz.

Hasta: Tabii.

Psikiyatrist: Bize 2012’de gelmişsiniz seneler önce ve yaklaşık olarak 2 buçuk yıldır da görüşmüyoruz.

Hasta: Evet.

Psikiyatrist: Anladığım kadarıyla son 6 ay öncesine kadar da işler iyi gitmiş.

Hasta: Hıhı.

Psikiyatrist: Bu tedavide neler aksadı? Neler oldu? Onları az sonra dinleyeceğim sizden. Şimdi ilk şikâyetlerinize dönerek hastalığı özetleyerek gelmek istiyorum sizce uygun mu?

Hasta: Evet hocam uygun.

Psikiyatrist: Şimdi 2012’de gelmişsiniz. O zamanki şikâyetleriniz; ‘’sürekli yorgunsunuz, gerginsiniz, bitkinsiniz, çarpıntı’’ oluyormuş. Bazı günler fazla bazı günler az uyuyormuşsunuz. Uykusuzluk çektiğiniz de oluyormuş. Unutkanlıktan da yakınıyormuşsunuz. Bazen eşinizin ve çocuklarınızın sesini duymaktan da rahatsız oluyormuşsunuz. Son 3 yıldır o zaman için 2012’de ‘’Seslerden çok rahatsız olduğu için televizyon izleyemiyor.’’ diye not düşmüşüm. Antidepresanlar kullanmışsınız ve birkaç yıldır yani 2012’nin öncesine 2009 gibi falan kullandığınız bu antipdepresanlardan biraz fayda görmüşsünüz ama hem ilaçlar kilo aldırmış hem de istediğiniz oranda iyileşme olmamış.

Hasta: Evet hocam olmadı.

Psikiyatrist: Yine bu olaydan 7-8 yıl öncede böyle bir tablo geçirmişsiniz. Bize geldiğinizde; ‘’Bu psikiyatrik rahatsızlık ilk kez olmuyor.’’ demişsiniz.

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Bu arada eşinizin sizi aldattığına ilişkin şeyler söylemişsiniz. Buna ilişkin tutarlı bir öykü anlatmışsınız. Buraya ayrıntıları geçirmişim ve inandırıcı bir öykü olduğunu anlamışım. Daha sonrada eşinizin sizi aldattığı kişi kapınıza dayanmış ve siz de onu eşinizle birlikte dövmüşsünüz öyle ayrıntılar var. Olayın gerçek olduğu anlaşılmış. Siz bununla da mücadele vermişsiniz. Sizi çok yoran bir şeydi bu eşinizin tavrı. Ben de o zamanki anlayışımla antidepresanlarla başlamışım tedaviye.  Sonra eşinizin arkadaşlık ettiği kadın kapıya dayanıyor. Onu dövüyorsunuz ve onunla ilgili kavgalar, üzüntüler vs. yaşanıyor. Sonra dikkatimi çekmiş bir görüşmeye kırmızı bir kıyafetle gelmişsiniz. Öz bakımda artış varmış. Benim için dikkat çekici bir şey bu şundan dolayı antidepresanlar aşırı coşku, neşe hali yapabilir. Özgüven ve öz bakım artışı yapabilir. O yüzden not almışım buraya. Sonrasında ‘’Daha önce pardösü giyerken şimdi açılmış.’’ notu düşmüşüm. Kıyafetinizdeki değişiklikler dikkatimi çekmiş. Bu hastalık açısından önemli bir bilgidir o yüzden. Yoksa insanlar öyle de yaşayabilir öyle de yaşayabilir bizim için önemli bir şey değil. Sonra yakınınızda da sinir krizleri geçirme hikâyesi varmış ‘’Konversiyon bozukluğu’’ dediğimiz psikiyatrik rahatsızlık. Diğer yakınınızda da sorunlardan sonra oluşan nefes darlığı falan varmış. Bunları da not etmişim. Bununla birlikte bu kıyafetteki değişmeye paralel bir şekilde çok öfkeli, canlı, özgüven artışı mevcut…

Hasta: Evet.

Psikiyatrist: ’’Antidepresanlar kullanmadığı halde yüksek görünüyor.’’ demişim yani ‘’hipomani’’ dediğimiz bir tablo hareketlenme hali yani ve yine eşinizle küfürlü konuşmalar yaptığınızı belirtmişsiniz. Hatta eşinize; ‘’Ben de seni aldatacağım.’’ diyerek kızmışsınız.

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Buralarda ben tedavinin gidişatı konusunda fikir değişikliğine varmışım. Sıradan bir depresyon olmadığını düşünüp buraya ketiapin isimli ilacı eklemişim. Yavaşlatıcı bir etkiye sahip ilaç ve antidepresanları çekmişim. Sonrasında kâbuslu rüyalar görmeye başlamışsınız. Yemek yeme de artmış.  Bunlar ketiapinin beklenen yan etkileri. Sürekli yorgunluk ve halsizlik olmuş. Dolayısıyla ben yine tedavide değişiklikler yapmışım ve antidepresanlara dönüş yapmışım. Bence şimdi geriye doğru baktığımda doğru bir karar değil. Tabii antidepresanlarla ilgili takipteyim ve bakıyorum iyileşme olmadığını gözlüyoruz. Eşinizle kavga etmişsiniz tekrar.

Hasta: Hıhı.

Psikiyatrist: Bayağı bir kavga küllük fırlatmışsınız, ısırmışsınız. Bayağı şiddet var karşılıklı. Eşinizle beraber gelmenizi önermişiz. Bir dahaki görüşme notuma bakıyorum ve ‘’Hasta oldukça şık geldi.’’ demişim. Para harcama miktarında artış var. Yani yine bipolar bozukluğun bir huzursuzluğu, bir gerginliği hareketlenmesiyle ’’öfkeli’’ olduğunuzu ve ‘’fazlasıyla coşkulu’’ olduğunuzu not etmişim.

Hasta: Hıhı.

Psikiyatrist: ‘’6 gün boyunca 2 buçuk saat uyudu.’’ demişim bunlar hep bipolar bozukluğun çok tipik belirtileri. Hareketlilik, öfke, aile içi kavga dövüş vs. o zaman tedaviyi artık daha bipolar bozukluk olarak düşünmüşüz ve lityum başlamışız.

Hasta: Evet.

Psikiyatrist: Daha öncesinde de telefonda antidepresanları kesme önerisinde bulunmuşuz ve lityuma geçmişiz ki doğru bir karar.

Hasta: Evet.

Psikiyatrist: En son o görüşmelerde lityumu günde 4 taneye çıkıp ketiapinle birlikte birleştirip yollamışız. Yakınınız da ‘’öfkenizin olduğunu’’ ve ‘’eşinizin gerçekten sizi aldattığını’’ söylemiş. Dolayısıyla o aldatma öykünüz de doğrulanmış.

Hasta: Hıhı.

Psikiyatrist: Nitekim sonraki görüşmelerde öfke düzeyinde %50 azalma var. Artık iki uçlu bozukluk tanısını soru işaretiyle de olsa koymuşum. Tedaviye de öyle devam etmişiz ama ilaçlar kilo aldırmış.

Hasta: Fazlasıyla 20 kg.

Psikiyatrist: Daha da artarak devam etti değil mi kilo artışı?

Hasta: Hıhı.

Psikiyatrist: Fazla para harcama isteğinizden bahsetmişsiniz. Yine bunlar bipolar bozukluğun tipik işaretleri. 2013’e gelmişiz nihayet. Çabuk öfkelenme bariz azalmış. ‘’Kimseyle kavga etmediğinizi’’ söylemişsiniz.

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Bipolar bozukluğa yönelik ilaçlar artık çevreyle ilişkilerinizi de bariz düzeltmeye başlamış.

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Aripiprazol, lityum, ketiapin ama ‘’Halâ fazlasıyla para harcıyor.’’ demişim. Mesela ayda 1000 lira civarı ve 2013 yılı için büyük bir para.

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Değil mi bundan 6 sene önce için?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Yine eşinizle görüşmüşüz ve ‘’Asabiliğinin çoğu geçti.’’ demiş. ‘’Sinirliliği geçti. Çocuklarla daha çok ilgileniyor.’’ demiş. Fakat yine de asabi davranışlar varmış. %70 düzelme tarif edilmiş. Bir de ‘’Çok önyargılı bir şeyin dibine kadar gidiyor.’’ demiş. ‘’Her şeyi kâle alıyor.’’ demiş ve bu da yine bipolar bozuklukta sık rastladığımız davranışlar. Kitap önermişiz kilo vermeyle ilgili ilaçlar kilo aldırdığı için…

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Onun için tedavide aripiprazol, lityum, ketiapin, medazepam önermişiz. Yine eşinizin sizi aldattığına dair yeni kanıtlıyor ortaya çıkıyormuş.

Hasta: Haha.

Psikiyatrist: Zaten o öykünün en başından itibaren doğru olduğunu düşünüyordum. İlaç dozlarını ayarlamışız ve tedavi böyle devam etmiş. Sonra maalesef niyeyse valproik asit başlamışız. Maalesef diyorum çünkü valproik asit kilo aldıran bir ilaç hani belki o huzursuzluğu gidermek için daha fazla katkı yapmak istedik. Tahlillerle vs. takip etmişiz. Bu şekilde yıllar içinde takip devam etmiş. ‘’Bir ara çok iyi hissedip ilaçları bıraktı.’’ demişim 2013’ün sonunda. Doğal olarak o zaman ‘’sürekli sinirlenme, tırnaklarını yeme, kendini sallama, baş dönmesi ve bayılma’’ gibi şikâyetler ortaya çıkmış.

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Tedavileri yeniden düzenlemişiz. Daha sonra lityum, aripiprazol, valproik asit, propranolol gibi ilaçlarla giderken ‘’Dikkatini toplamada güçlük çekiyor.’’ demişim ve ‘’Öfkenin durduğu gözleniyor.’’ gibi notlar düşmüşüm.

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: ‘’Artık öfke yok.’’ demişim ve ilaçlara devam önermişiz. Sonra valproik asiti kesmişiz kilo aldırdığı için.

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Dikkat dağınıklığı da yapabilir bu ilaç onun için de kesmişim.

Hasta: Evet.

Psikiyatrist: Nitekim diğer görüşmemizde ‘’Dikkat toplama güçlüğü azalmış.’’ demişim. İnsanlar sizin için; ‘’Çok iyi oldu.’’ diyorlarmış 2014’ün 8. ayında. Yine ‘’Eşiyle ilişkilerinde bir sorun tanımlanmıyor.’’ demişim. Eşinizin telefonunda mesaj vs. ilişkin şeyler görmüşsünüz. Çok aldırmamışsınız bu da artık hani böyle bir olay varsa bile ona karşı daha mesafeli olduğunuzu, kendinizi tehlikeye atmadan yaşantınızı sürdüğünüzü gösteriyor.

Hasta: Aynen hocam.

Psikiyatrist: Moraliniz kötü değilmiş ve ‘’tırnak yeme, unutkanlık’’ şikâyetleriniz devam ediyormuş. Genel olarak iyi seyretmiş ve anladığım kadarıyla tedaviyle birlikte düzelme sürmüş.

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: 2015’in 3. ayına geldiğimizde artık aripiprazol ve lityum önermişim. ’’Oldukça iyi’’ olduğunuzu not etmişim. 2015’in 7. ayında ise ‘’Çok iyi. 10 kilo verdi rejim yapıyor.’’ demişim ve aynı ilaçlarla devam etmişim.

Hasta: Evet.

Psikiyatrist: Tüm bunlarla 2016’nın 6. ayında kısa bir görüşme yapmışız. Aripiprazol ve lityumla hatta gerekirse ketiapinle uyku bozulursa tedaviye devam önermişim. Şimdi biz yaklaşık 2 buçuk yıl sonra tekrar görüşüyoruz. Ondan beri anladığım kadarıyla 5-6 ay öncesine kadar 2 yıl boyunca ilaçlarınızı düzgün kullandınız ve her şey çok iyi gitti öyle mi?

Hasta: Evet hocam çok iyiydim.

Psikiyatrist: Yani doktora bile gitmediniz mi nasıl oldu?

Hasta: Hayır hiç gitmedim.

Psikiyatrist: İlaçları kullandınız ve her şey yolunda gitti öyle mi?

Hasta: Evet hocam önerdiğiniz şekilde kullandım. Her şey çok iyiydi.

Psikiyatrist: Aripiprazol 30 mg, lityum 3 tane aldınız ve işler yolundaydı öyle mi?

Hasta: Evet hocam çok yolundaydı.

Psikiyatrist: Ne oldu sonra? Neden bıraktınız?

Hasta: Çok sıkıldım ilaç kullanmaktan.

Psikiyatrist: İlaçların bir yan etkisi mi vardı?

Hasta: Yok hayır ben sadece çok sıkıldım. İlaç yutmaktan sıkıldım.

Psikiyatrist: Siz ilaç yutmaktan sıkıldınız öyle mi?

Hasta: Evet hocam rahatsız oldum.

Psikiyatrist: Sıkıldınız ve ‘’Keseyim mi?’’ dediniz?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Direkt kestiniz mi?

Hasta: Azalta azalta kestim hocam. Çünkü siz öyle demişsiniz.

Psikiyatrist: Hahaha.

Hasta: Azaltarak kestim.

Psikiyatrist: Azaltarak kestiniz öyle mi?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Peki.

Hasta: Azalttıktan 2-3 hafta sonra…

Psikiyatrist: Bozulmaya başladı.

Hasta: Evet kaşıntılar ortaya çıktı ve nefes darlığım başladı.

Psikiyatrist: Yani ilacı kestikçe kaşıntı ve nefes darlığı çıktı öyle mi?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Başka?

Hasta: Kaşıntı, nefes darlığı, dişlerimi sıkma ve bir de ‘’Kendi kendine konuşmaya başladın sen.’’ dediler.  Eskiye çok dönmüşüm.

Psikiyatrist: Nasıl yani kızgınlık mı göstermeye başlamışsınız? Eskiye dönmek derken ne demek istediniz açar mısınız?

Hasta: Evet aklıma geldikçe sinirlerim bozuluyordu.

Psikiyatrist: Bu aldatma hikâyesi mi?

Hasta: Evet hocam ‘’Neden bana bunu yaptı?’’ gibisinden düşünüyordum. Kalabalık ortamda göğsümde sıkışma ve nefes darlığı çekiyordum. Sürekli ayaklarımı ya da başımı sallayarak devam ettim. Aşırı derecede unutkanlığım oldu. Uyku düzenim de bozuldu. Bazen 16-17 saat uyuyorum bazense günde 3-4 saat uyuyorum.

Psikiyatrist: Anladım oysa 2 yıl müddetle hiçbir sorun yoktu değil mi?

Hasta: Evet hocam yoktu.

Psikiyatrist: İlaçları düzgün kullandınız her şey yolunda gidiyordu.

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Bir psikiyatristle görüşmeye bile ihtiyaç duymadınız.

Hasta: Evet hocam duymadım.

Psikiyatrist: Kaldı ki siz çok düzenli gidip gelen bir hastaydınız. Demek ki gerçekten sizi rahatsız eden bir şey olmadı ki 2-2,5 yıl müddetle hekimle görüşmeye ihtiyaç duymadınız.

Hasta: Evet hocam duymadım.

Psikiyatrist: Peki o 2 yıldan sonra ilacı bıraktıktan sonra ilk çıkan şikâyetler; ‘’kaşıntı, uyku düzeninin bozulması’’ başka?

Hasta: Nefes darlığı, daralma, dişlerimi sıkma, kendi kendime konuşma, eskiyi düşünerek sinirlenme, kalabalıkta boğulma ve daralma sanki insanlar üstüme üstüme geliyordu.

Psikiyatrist: Çok sayıda belirti ortaya çıktı ve dolayısıyla siz yeniden bir psikiyatriste başvurdunuz öyle mi bulunduğunuz şehirde?

Hasta: Evet hocam başvurdum ama sonuç alamadım.

Psikiyatrist: Ne kadar süre önce gittiniz ona?

Hasta: 2 ay önce gittim hocam.

Psikiyatrist: Daha önceki ilaçlara tekrar başladınız mı o sırada yoksa hiçbir ilaç almıyor muydunuz ona gittiğinizde?

Hasta: Ben gitmeden önce ilacım elimde var olduğu için başlamıştım.

Psikiyatrist: Tekrar başladınız öyle mi?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Yani bizim o eski 5-6 senedir oturttuğumuz ilaçlara yeniden başladınız ve hekime gittiniz öyle mi?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Sonra ne oldu?

Hasta: Hekim bana; ‘’İki uçlu bozukluk ama bence çok ağır bir hasta değilsiniz atlatmışsınız.’’ dedi.

Psikiyatrist: İşte burası çok kritik bir şey atlatmak diye bir şey yok!

Hasta: Hımm.

Psikiyatrist: Yani iki uçlu bozukluk, bipolar bozukluk aynı kalp hastalığı, şeker hastalığı, hipertansiyon, romatizma gibi orada duran bir hastalıktır. Yani biz ona kronik bir biçimde müdahale etmedikçe o bir gün dişini bize gösterir. Atlatmak kelimesi yanlış. ‘’Atlatmışsınız.’’ dedi öyle mi?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Peki ne yaptı ilaçların dozunu düşürdü mü?

Hasta: Evet hocam düşürdü.

Psikiyatrist: Sonuç?

Hasta: Sonuç maalesef alamadım. Kaşıntım gittikçe arttı. Nefes darlığım, daralmam ve dişlerimi sıkmam arttı.

Psikiyatrist: Belirtiler devam etti yani öyle mi?

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Şu anda ilaçları hangi dozda alıyorsunuz?

Hasta: Şu an bana; ‘’Lityumu 2 tane al.’’ demişti 2 tane 300 mg alıyorum. Aripiprazol 5 mg vermişti günde 1 tane, fluoksetin verdi 20 mg günde 1 tane.

Psikiyatrist: Mesela fluoksetin burada doğru bir seçim gibi gözükmüyor maalesef tabii ki hekim arkadaşımın seçimine saygı duyarım. Ben çok uzun yıllardır sizi tanıdığım için hekiminiz olarak bir antidepresanla size müdahale etmemin çok yanlış olduğunu deneyimlerimden çıkarıyorum. Yani sizde ki deneyimimden çıkıyorum. Yoksa genel deneyimimden değil yoksa aynı hataları ben de yaptım tedavinizde.

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Geçmişte ben de antidepresanlar kullandım.

Hasta: İlk başlarda hocam.

Psikiyatrist: Evet evet paroksetin vs. kullandık. Neden? Çünkü bazı belirtiler kaygı belirtileri gibiydi. İşte nefes darlığı gibi, kaşıntı gibi somatik belirtilerle seyredince bunların antidepresanlara yanıt vereceği izlenimi doğuyor hekimde ve tekrar antidepresan hattına geçiyor.

Hasta: Hıhı.

Psikiyatrist: Hâlbuki çok yanlış. Sizin için çok yanlış. Bu 7-8 senelik bir öykü. Çok açık bir biçimde antidepresanlar yerine duygudurum düzenleyicilere gitmenin antipsikotiklerle gitmenin doğru olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla biz hani siz de daha önce çalışmış olan formülü tekrar devreye sokacağız. Bunların hiçbirini kullanmayacağız. Eğer uykuda sorun varsa yine ketiapin kullanılabilir. Uyku bozuk mu şu anda?

Hasta: Evet bazen çok uyuyorum. Günün 16-17 saatini uyuyarak geçiriyorum. ’’İşimi bitireyim de hemen 5 dakika bile olsa uzanayım.’’ diyorum.

Psikiyatrist: Hıhı.

Hasta: O arada uyuyakalıyorum ve saatlerce uyuyorum. Bazen bir gecede sadece 3-4 saat uyuyorum gündüz hiç uyumuyorum.

Psikiyatrist: Evet yani uyku düzeninizin bozuk olduğu çok açık.

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Peki gece uykuya dalma güçlüğü çekiyor musunuz?

Hasta: Evet hocam biraz.

Psikiyatrist: O zaman ketiapini şimdilik geceleri 1 veya 2 tane almaya devam edelim.

Hasta: Hıhı.

Psikiyatrist: Eğer çok uyutursa veya iştah açarsa keseriz ama uykunuzu düzene koymak zorundayız. Bipolar bozuklukta en çabuk bozulan şeylerden birisi uykudur.

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Diğeri öfkedir en çok karşımıza çıkan şey.

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Mesela yine eskileri hatırlıyormuşsunuz ve bu sebepten eşiniz veya başka bir şeylere çabucak saldırırsınız.

Hasta: Evet hocam evet evet aynen öyle.

Psikiyatrist: Çocuklara, sese, gürültüye…

Hasta: Evet hocam aynen öyle evet.

Psikiyatrist: Dikkatiniz artar tahammülünüz düşer. Bunlar mı oluyor?

Hasta: Evet hocam maalesef.

Psikiyatrist: Bunlara müdahale etmemiz gerekiyor. Bunun en güzel yolu önce uykuyu düzene koymak ve ilaçları geçmişte en iyi şekilde çalıştığı dozlarla, konfigürasyonlarla, şekliyle tekrar canlandırmak. Şimdilik tedaviye yapacağım müdahaleler bunlar olacak. Endişe etmeyin, iyileşeceksiniz öyle ümit ediyorum. Bir de tabii siz tecrübeli ve de iyi bir hastasınız. Yani tedavisine özen gösteren bir hastasınız. Bu çok önemli bir şey. Bu hastalıklar kronik olduğu için şeker gibi, kalp gibi, tansiyon gibi tedavisine dikkatle eğilen hastalar eninde sonunda kârlı çıkar.

Hasta: Hıhı.

Psikiyatrist: Dağıtan ve özensiz davranan hasta zararlarını görür. Siz dağıtmadınız bu 7-8 yıl içerisinde çok iyi uyum gösterdiniz. Son birkaç yıl yılmış olabilirsiniz ilaç kullanmaktan ama Allah’tan bozduğunuza dair başınıza uyarı gelmiş.

Hasta: Evet hocam.

Psikiyatrist: Dolayısıyla tekrar tedavinizi yoluna koyarız. Bundan sonrası için de şehir dışında oturduğunuz için her defasında böyle yapmanıza gerek yok. Whatsapp üzerinden görüntülü görüşerek devam edebiliriz. Online randevu alırsınız biz zaten sizi tanıyoruz biliyoruz. Endişe edecek bir şey yok. Ben şimdi güzelce düzenleyeceğim ilaçları. Sormak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Hasta: Yok hayır hocam.

Psikiyatrist: Epey zaman geçmiş ve sizi yeniden görmek doğrusu hastalık vesilesi olması hariciyle hoşuma gitti.

Hasta: Ben de çok mutlu oldum hocam. Gerçekten özlemiştim sizi.

Psikiyatrist: Ben de aynı şekilde. Tedavisi iyi gitmiş, uyumlu bir hastamız bu da çok önemli yani tedaviden netice almanın en önemli şartlarından birisi bu. O geçmişteki uyum ve sebatınız için tebrik ediyorum.

Hasta: Teşekkür ederim hocam.

Psikiyatrist: Şimdi tekrar doğru hamleyi yapıyorsunuz inşallah düzelecek. Sormak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Hasta: Yok hayır.

Psikiyatrist: O zaman aripiprazolü 30 mg’dan devam ediyoruz. Lityumu 3’e çıkıyoruz. Ketiapini 25 mg’lıktan uykunuz için yeten miktar neyse 1 veya 2...

Hasta: Bir tane ile deneyeceğim hocam.

Psikiyatrist: Yetmezse 2’ye çıkarsınız. Bu kadar başka bir şey yok. Bir dahaki görüşmeyi de 3 ay sonrasına söyleyeceğim. Yakın bir zamanda görüşmeye bence gerek yok.

Hasta: Tamam hocam.

Psikiyatrist: Sonrasında da artık sık görüşmemiz gerekmeyecek. Ben onu zamana yayarım.

Hasta: Kaşıntım geçecek mi o arada?

Psikiyatrist: İnşallah.

Hasta: Geçmezse ne yapacağım peki?

Psikiyatrist: Geçmezse ben hemen kaşıntı için de bir ilaç yazayım buraya ekleyeyim. Rahat olun lütfen.

Hasta: Tamam hocam.

Psikiyatrist: Ses kaydını burada kapatıyorum teşekkür ederim.

Hasta: Ben teşekkür ederim hocam.

 

*Dikkat bu görüşme notlarının yayınlanması hastanın özel izni ile gerçekleşmektedir. Bu bilgilerin izinsiz bir biçimde başka yerde yayımlanması hem hasta hakları hem de telif hakları açısından sorun teşkil edecektir.

 


Çok Okunan Hasta Öyküleri
  • Uzun Yıllar Boyunca İntihar Düşüncesi ve Planı Olan Hastayla Görüşme Notları*

  • Cinsel ve Dini Obsesyonları Olan Genç Erkek Takıntı Hastasıyla Görüşme Notları*

  • Bipolar Bozukluk Hastaları Evlenebilir Mi?

  • Uzun Yıllar Tedavisi İyi Gitmiş Bir Hasta İlaçları Bırakırsa Ne Olur?*

  • Kadın Bipolar Hastada Hamilelik, Cinsel Dürtü Artışı ve Aldatma*