Bu görüşmedeki notlar hastanın izni ile internet ortamında paylaşılmaktadır. İzinsiz olarak herhangi bir başka ortamda bu bilginin kaynak göstermeden kopyalanması ve yayını yasal sonuçlar doğurur...
Prof. Dr. Haluk Savaş bu görüşmede daha önce Kaygı Bozukluğu tanısı konmuş ve tedavisi düzenlenmiş bir hastayla ikinci görüşmesini yapıyor. Hastanın tipik kaygı belirtilerinde %90 oranında bir iyileşme söz konusu. Hasta askere gitmeye hazırlanıyor, hekim hem hastalıkla hem de hastalığın askerlikte nasıl sonuçlara yol açabileceği ile ilgili yorumlar yapıyor ve önerilerde bulunuyor...
Psikiyatrist: …. Bey, anlatacaklarınızı kimlik bilgisi olmadan yazıya dökerek diğer hastalarımızın da faydalanabilmesi için internet ortamında yayınlamak istiyorum. Onay veriyor musunuz buna?
Hasta: Evet, onaylıyorum.
Psikiyatrist: Bize Mayıs ayında geldiniz. Güvenlik görevlisi olarak çalışıyorsunuz ve uyku düzeniniz biraz değişik. 12/36 saat değil mi?
Hasta: Evet.
Psikiyatrist: 12 saat çalışıp 36 saat dinleniyor muydunuz?
Hasta: Evet. 12 saat çalışıp 36 saat dinleniyorum. Bir ay gündüz bir ay gece şeklinde.
Psikiyatrist: Dolayısıyla uyku düzeni ciddi bir sıkıntı kaynağı olabilir. Biraz anlatabilir misiniz hastalığın ilk belirtileri neydi? Psikiyatriste gitmeye nasıl karar verdiniz, süreç nasıl gelişti?
Hasta: Hastalığın ilk belirtisi şöyle olmuştu, daha önce bahsetmiştim aslında size. Yanlışlıkla “psilosibin (LSD benzeri varsanılara yol açan bir kimyasal)” kullanmıştım.
Psikiyatrist: Evet. Ne için almıştınız onu?
Hasta: Bir çikolataydı o. Misafir olarak gittiğimiz bir evde dolapta çikolata vardı. Ben onu normal çikolata diye alıp yedim. Tabii içinde psilosibin katkısı olan bir çikolataymış. Bunu sonradan öğrendim. 18’e 13 tansiyonla gittim hastaneye. Kalp çarpıntısı 140-150’lerdeydi. 6 saat tedavi gördüm. O arada işte vücudumda çok değişik şeyler hissettim. Zaten büyük ihtimalle orada başladı rahatsızlığım. Ben öyle yorumluyorum.
Psikiyatrist: Tam olarak yaşadıklarınızı anlatır mısınız? Ne tür belirtiler hissettiniz?
Hasta: Vücudumun şiştiğini ve uyuştuğunu hissettim. Bir kolum sıcak diğer kolum soğuktu, bayılır gibi hissediyordum, sonra kendime geliyordum. O arada yakınlarım elime telefon verdiler bir şey yazayım diye ama yazamadım. Beynimde bir şey oldu sanki. Beyin kanamasından veya kalp krizinden öleceğim gibi hissettim. Daha sonra geçti. Yapılan tahlillerde de bir şey çıkmadı. O zamanlar aşırı kiloluydum, 127 kiloydum. Doktor zayıflamam gerektiğini söyledi. Midemin genişlediğini ve kilodan dolayı tansiyonumun yükseldiğini söyledi. Sonra aradan bir hafta kadar bir süre geçti. Nöbet tuttuğum sırada gece yarısı hafif bir baş dönmesi hissettim ve bir anda aşırı kalp çarpıntısı oldu.
Psikiyatrist: Psilosibin olmadan da endişe ve kalp çarpıntısı ortaya çıktı öyle mi?
Hasta: Evet. Kalp çarpıntısı oldu ve o sırada geçecek mi geçmeyecek mi diye çok büyük bir panik halindeydim tabii. Bir yandan da kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Lavaboya gidiyordum, elimi yüzümü yıkıyordum, kafama su döküyordum. Biraz rahatlar gibi oldum. Sonra oturdum ve yine kalp çarpıntısı başladı. Sonra yine başladık, bir şeyler oluyor, bu defa bir şey almadım, niye böyle oluyor diye düşündüm. O panikle acile gittim. Acile gidene kadar ayağım kasılıyordu ve araba kullanmakta zorlanıyordum. Yüzümün bir tarafı uyuştu. Bu defa da felç geçiriyorum sandım. Ya kalp krizi ya da felç geçireceğimi düşündüm. Hemen acile gittim. Yine ilaç verdiler, bir şeyin yok dediler. Ondan sonra dahiliye bölümüne gittim, sonra nöroloji bölümüne, sonrasında da gastroentoloji bölümüne gittim. Bütün doktorları dolaştım yani. Herhangi bir sıkıntı çıkmadı.
Psikiyatrist: Hekimler ne diyordu o sırada?
Hasta: Herhangi bir şey bulamıyorlardı. Ha bire “sıkıntı yok” diyorlardı. Bağırsaklarınıza baktırın, böbrek üstü bezlerinize baktırın dediler. O ona gönderdi diğeri başkasına derken doktor doktor dolaştım yani. 12-13 doktor dolaştım hocam.
Psikiyatrist: Ne kadar sürede oldu bu?
Hasta: Yaklaşık olarak 2.5-3 ay sürdü.
Psikiyatrist: Yani mutlaka bir rahatsızlık vardır diye araştırdılar mı?
Hasta: Evet.
Psikiyatrist: 12-13 doktor bir şey bulamadı. Öyle mi?
Hasta: Evet. O sürede ben zaten her gün acillerdeydim. Kalp çarpıntısı, tansiyon şikayetiyle.
Psikiyatrist: Yani artık psilosibin almadan da bu ataklar kendi başına geliyordu öyle mi?
Hasta: Evet, ataklar geliyordu. Ataklar şeklinde geliyordu zaten. Yani bir anda başım döner gibi oluyordu. O an zaten moral olarak da çöküyordum.
Psikiyatrist: Hı hı.
Hasta: Bir kalp çarpıntısı başlıyordu bende. Sonra tansiyona bakıyordum, 15-16’lar da. O şekilde gidiyordum sürekli acile. Ondan sonra en son bir dahiliye doktoru kapsamlı bir kan testi yaptı. Ayrıntılı her şeye bakacağım dedi. O testleri yaptılar ve bir şey çıkmadı. Bu psikolojik bir durum ve psikiyatriste gitmeniz gerekli dedi. Oradan çıktım, kardiyoloji bölümünde randevum vardı, oraya gittim. Oradaki doktor da aynı şeyi söyledi. Bu psikiyatrik bir şey dedi. Ataklar şeklinde geliyor ve herhangi bir sağlık sorunun da yok dedi. O sırada kilo da veriyordum. 127 kilodan 112 kiloya düşmüştüm ve yine geçmiyordu. Psikolojik bir şey dediler. Ondan sonra bir akrabamızın tavsiyesi üzerine size geldik.
Psikiyatrist: Galiba kardiyolog da psikiyatriste gitmenizi tavsiye etti değil mi?
Hasta: Evet, o da tavsiye etti.
Psikiyatrist: Evet, bu önemi bir şey. Bu bir kaygı bozukluğu tablosu. Siz tansiyonunuzun yükseldiğini düşünüyordunuz ve çoğu zamanda yüksek çıkıyordu. Öyle mi?
Hasta: Evet.
Psikiyatrist: Şimdi az önceki ölçümde 11’e 7 çıktı, normal. Üstelik psikiyatrik tedavinin birinci ayı dolmadı daha.
Hasta: Evet.
Psikiyatrist: Tansiyon ilacı da kullanıyorsunuz öyle mi?
Hasta: Evet.
Psikiyatrist: Halen kullanıyor musunuz?
Hasta: Halen kullanıyorum evet. Bırakmayı denemedim.
Psikiyatrist: Yavaş yavaş bırakır hale geleceksiniz. Şu an 11’e 7 ve tansiyonunuz normal. Eğer gerekirse kardiyolog ve dahiliye uzmanı ile görüşürsünüz ama bence büyük ihtimalle onlara ihtiyaç kalmayacak. Çünkü psikiyatrik tedavi yerleştikten sonra çok sayıda hastada böyle olur. Hipertansiyon için, mide rahatsızlığı için veya migren için tedavi önerilmiş hastalar psikiyatrik rahatsızlığı tedavi ettikten sonra diğer tedavilere ihtiyaç duymaz hale gelebilirler.
Hasta: Hı hı.
Psikiyatrist: Yüzde kaç gibi bir düzelme gözlemlediniz bu bir ay içerisinde?
Hasta: %90 diyebilirim. Çünkü hastalığım şu şekilde ilerliyordu. Bir gün kalbim çarparsa diğer gün midem ağrıyordu. Bir gün bağırsaklarımda sıkıntı oluyordu. Haftalar boyu süren ishalim oldu.
Psikiyatrist: Hı hı.
Hasta: Haftalar boyu süren baş dönmelerim oluyordu. Hiçbiri yok şu anda ve kafamda doktorlarla ne konuşacağımı planlıyordum.
Psikiyatrist: Her doktora göre ayrıca bir öykü hazırlığı yapıyordunuz yani.
Hasta: Evet, sabaha kadar kafamda onu planlıyordum. Bunlar geçti yani. Bir de her 10-15 dakikada bir tansiyon ölçüyordum. Yükseldi yükselecek diye endişeleniyordum.
Psikiyatrist: Yani tansiyonda bir şey olmasa bile bu kaygı haliyle yükseltiyordu.
Hasta: Aynen yükseltiyordu. Ondan sonra tansiyonum 14’ü buldu mu acile koşuyordum. Sanki tansiyonumun yükselmesini istiyordum, bekliyordum gibi. Bunların hepsi geçti hocam. Şimdi 2 hafta oldu ve tansiyonumu ölçmedim daha. Rahat hissediyorum kendimi.
Psikiyatrist: Çok güzel. Uykularınız nasıl şimdi?
Hasta: Uykularım çok iyi. Ben gece 10-15 defa uyanıyordum. Baş dönmesi veya baş ağrısıyla uyandığım oluyordu. Kalp çarpıntısıyla uyandığım oluyordu. Son 3 haftadır falan hiç uyanmadım. Şöyle bir şey var. İlaçlarımı kullanıyorum, gün içerisinde biraz uykum geliyor. Onun dışında bana sıkıntı yapacak hiçbir şey yok.
Psikiyatrist: Anladım. Şimdi bu çalışma düzeniniz nedeniyle uyku ilaçlarını mutlaka uykudan önce almanızı söylemiştim. Çünkü bazen gündüz uyumak zorunda kalıyorsunuz bazen gece. Ona dikkat ediyor musunuz?
Hasta: Onu şu şekilde yaptım. Ben gece uykusuna önem verdim, gündüz hiç yatmadım. Gece vardiyamda olsa gittim orada ilacımı aldım ve uyudum.
Psikiyatrist: Yani iş yerinde de uyuyabildiğiniz oldu?
Hasta: Evet, iş yerinde de uyumaya devam ettim. Gece ortalama 8-9 saat uyudum.
Psikiyatrist: Normal uykunuzu aldınız yani çok güzel. Tebrik ederim çünkü bu uyku meselesi çok önemli. Uykunun psikiyatrik hastalıklarda kritik bir önemi var.
Hasta: Hı hı.
Psikiyatrist: Essitalopram mı alıyordunuz?
Hasta: Evet.
Psikiyatrist: Medazepam iki tane. Ketiapin gece 1 tane alıyordunuz.
Hasta: Evet hocam.
Psikiyatrist: Kaygı, endişe ne durumda?
Hasta: Kaygı yaptığım bir şey yok. Yani normal hayatta insanlar nasıl bir konuda endişe yaparsa o kadar var. Eski hastalığım kadar yok. Önceden kanser miyim, ölecek miyim, kalp çarpıntısı var kalp krizi mi geçireceğim gibi kaygılarım vardı. Şimdi bunların hiçbiri yok.
Psikiyatrist: Çok iyi, tebrik ederim. Çok hızlı ve güzel bir gelişme. Allah bozmasın.
Hasta: Amin hocam.
Psikiyatrist: Tedaviyi tekrar toparlayalım. Medazepamı belki düşürebilirim 1 taneye. En azından şöyle yapalım. Birinci ay böyle kalsın, ikinci ay bir taneye düşüreceğim. Arayı biraz açalım, sizi 2 ay sonra davet edeceğim ve süreci değerlendireceğim. Ondan sonra işler yolundaysa süreyi açabiliriz.
Hasta: Ondan sonra askerde olabilirim ama.
Psikiyatrist: Askere mi gideceksiniz?
Hasta: Evet.
Psikiyatrist: Ne zaman peki?
Hasta: 31 Temmuz’dan sonra.
Psikiyatrist: Tamam. O zaman 31 Temmuz’dan hemen önce görüşelim. 28 Temmuz gibi. Ona göre sizi askere gitmeden önce son kez bir gözden geçirip askerliğe yönelik olarak bir tedavi düzenleyelim ve ona göre tedavimizi sürdürelim. Hatta oradaki komutanlarınıza göstermeniz için sağlığınızla ilgili bir not hazırlayalım. Böylelikle askerlik sırasında da tedaviniz aksamaz, görevinizi ona göre alırsınız. Belki nöbet düzeniniz ona göre hazırlanır.
Hasta: Umarım hocam.
Psikiyatrist: Umarım öyle olur. Olmazsa eğer oradaki hekimlerden mutlaka yardım alın ve tedaviyi sürdürün. Çünkü askerlikte atlanabilir. Bazen insanlar korkabilir. Yanlış mı anlaşılırım, ilaçlarla buraya girersem insanlar ne der gibi kaygılanır. Ama hayır öyle değildir. Mutlaka devam etmeniz gerekir tedavinize. Ben hazırlayabilirim bir not ve bu şekilde askerlik sırasında da şartlardan daha iyi istifade edebilirsiniz sağlığınızla ilgili. Belki nöbet saatlerinizi olmadık saatlere koymazlar. Bu şekilde de uykunuz bozulmaz. Ne dersiniz?
Hasta: Olabilir. Şimdi güvenlik görevlisi olarak çalışıyorum. Yazacağınız not işime etki eder mi?
Psikiyatrist: Askerlikle ilgili notu onlar alıp başka yere iletebilirler mi?
Hasta: Öyle bir şey olabilir mi diye endişe ediyorum hocam. İşimde bir sıkıntı çıkar mı, benim hakkımda silah kullanamaz, nöbet tutamaz gibi bir kanıya varırlar mı diye endişeleniyorum.
Psikiyatrist: O şiddette bir hastalık değil bu. Ne silah kullanmanıza ne de nöbet tutmanıza engel değil ama uyku saatlerinizin düzenlenmesi önem taşıyor. Onu ifade ederiz, hassasiyet gösterilmesini talep ediyoruz gibi genel ifadeler kullanırız. Bu görevi yapmanıza ya da askerliği yapmanıza engel olacak bir durum zaten yok. Bu hassasiyetinizi gayet iyi anlıyorum. Ama bu sonuçta kaygı bozukluğu ve %90 tedavi başarısı sağlanmış bir rahatsızlık. Bunun ne güvenlik görevlisi olmanıza ne de askerlik yapmanıza mani olacak şiddette bir tablo olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Bunu da yazacağım notta bariz bir şekilde ifade ederim.
Hasta: Olur hocam.
Psikiyatrist: Biraz uzun anlattım ama…
Hasta: Olur mu hocam estağfurullah…
Psikiyatrist: Başka eklemek ya da sormak istediğiniz bir şey var mı?
Hasta: Arada çarpıntım oluyor, bunun nedeni ilaçların yan etki yapması olabilir mi?
Psikiyatrist: Hayır. Çarpıntı olursa medazepam fazladan alabilirsiniz.
Hasta: Gün içinde uyku yapar diye almıyorum aslında.
Psikiyatrist: Hayır çok uyku vermez, alabilirsiniz.
Hasta: Bir de ben diyet yapıyorum hocam. Çok fazla yemek yiyemiyorum. Özellikle yemek yedikten sonra çarpıntım oluyor. Acaba çarpıntının nedeni açlık mı?
Psikiyatrist: Yani boş mide, birden yemek yerleşince doğal olarak vücut buna adapte olmaya çalışıyor. Kilo da vermişsiniz zaten.
Hasta: Evet 19 kilo verdim.
Psikiyatrist: Çok güzel, büyük başarı. Ne kadar sürede yaptınız bunu?
Hasta: 3 ay kadar hocam. Hastalığım başladığında 127 kiloydum.
Psikiyatrist: Belki o zaman askere bile almayacaklardı sizi. Değil mi?
Hasta: Evet aynen öyle. Şu anda da 108 kiloyum hocam.
Psikiyatrist: Çok iyi. Endişe edecek bir durum yok şu anda. Tedaviye devam edeceğiz, bir ay sonra medazepam bire düşecek. Bir buçuk ay sonra ne olduğuna bakacağız. Sonrada askere gideceksiniz ve askerlik için bir not yazacağız.
Hasta: Tamam hocam teşekkürler.